Diş Teli Tedavisi Nedir? Nasıl Uygulanır?
Salih ÖNDER2025-06-18T21:02:55+03:00Diş teli, hem estetik hem de fonksiyonel nedenlerle tercih edilen ortodontik bir tedavi yöntemidir. Çarpık, ayrık ya da üst üste binmiş dişleri düzeltmek ve çene kapanış bozukluklarını tedavi etmek amacıyla uygulanır. Gelişen teknolojiyle birlikte, artık farklı yaş gruplarındaki bireyler için estetik kaygı taşımadan kullanılabilir hale gelmiştir. Bu yazı serisinde, bu tedaviye dair merak ettiğiniz tüm detayları baştan sona ele alacağız.
Yazı İçeriği
ToggleDiş Teli Nedir ve Ne İşe Yarar?
Diş teli, dişlere yerleştirilen braket ve teller aracılığıyla dişlerin zamanla istenilen konuma hareket ettirilmesini sağlayan ortodontik bir sistemdir. Klasik metal tellerin yanı sıra, seramik, lingual (içten takılan) ve şeffaf plak gibi alternatif çözümler de bulunmaktadır. Amaç yalnızca estetik bir gülüş değil, aynı zamanda sağlıklı bir ağız yapısı elde etmektir.
Dişlerin düzgün sıralanması, çiğneme fonksiyonunu artırırken, diş eti hastalıklarının ve çürüklerin de önlenmesine katkı sağlar. Ayrıca düzgün kapanış, çene eklemindeki problemleri azaltabilir. Bu nedenle, bu tedavi yalnızca kozmetik bir müdahale olarak düşünülmemelidir.
Kimler Diş Teli Takabilir? Yaş Sınırı Var mı?
Bu tedavi, genellikle ergenlik döneminde başlasa da aslında her yaştan birey için uygundur. Çocuklarda 7–8 yaş itibarıyla ortodontik muayene önerilir. Bu dönemde yapılacak kontroller, çene gelişimini yönlendirmek ve ileri yaşlarda daha kısa sürede sonuç alınmasını sağlamak açısından büyük önem taşır.
Erişkinlerde ise yaş sınırlaması olmaksızın diş teli takılabilir. Ancak yetişkinlerde kemik gelişimi tamamlandığı için tedavi süresi biraz daha uzun olabilir. Ayrıca bazı durumlarda diş çekimi veya cerrahi müdahaleler gerekebilir. Yine de modern ortodontik teknikler sayesinde ileri yaşlarda bile oldukça başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
Diş Teli Takma Kararı Öncesi Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Diş teli tedavisine başlamadan önce dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. İlk olarak, alanında uzman bir ortodontist tarafından detaylı bir muayene yapılmalı ve ihtiyaçlara uygun bir tedavi planı oluşturulmalıdır. Her bireyin ağız yapısı farklı olduğundan, kişiye özel bir yaklaşım büyük önem taşır.
Tedavi sürecinde sabır ve disiplin gereklidir. Braketlerin ve tellerin düzenli olarak ayarlanması, tedavi sürecinin verimli ilerlemesini sağlar. Ayrıca diş teli kullanırken ağız bakımına ekstra özen gösterilmelidir; çünkü braketler arasında biriken plak, çürük oluşumuna zemin hazırlayabilir.
Karar verme aşamasında, tedavi süresi, maliyet, görünüm ve konfor gibi faktörler göz önünde bulundurulmalı ve ortodontist ile tüm detaylar açıkça konuşulmalıdır.
Diş Teli Muayenesinde Neler Yapılır?
Diş teli takılmadan önce yapılan ortodontik muayene, tedavi sürecinin temelini oluşturur. İlk randevuda diş hekimi veya ortodontist, ağız yapınızı genel hatlarıyla inceler. Daha sonra panoramik röntgen, sefalometrik analiz ve ağız içi taramalar gibi ileri görüntüleme yöntemleri kullanılır. Bu görüntüler yardımıyla çene kemiğinizin yapısı, dişlerin konumu ve kapanış şekli değerlendirilir.
Bazı durumlarda, çene darlığı ya da çapraşıklık çok fazlaysa önce başka müdahaleler yapılabilir. Örneğin, damak genişletici apareyler ya da diş çekimi gibi ön işlemler gerekebilir. Muayene sırasında, size özel diş teli türü, tedavi süresi ve maliyet gibi unsurlar hakkında detaylı bilgi verilir. Bu süreci doğru değerlendirmek, tedaviden alınacak verimi doğrudan etkiler.
Diş Teli Tedavi Süreci Nasıl İlerler?
Diş teli tedavisi, planlama aşamasının ardından uygulama ve takip süreçlerinden oluşur. İlk olarak, braketler dişlerin üzerine yapıştırılır ve ardından ortodontik teller bu braketlere yerleştirilir. Bu teller, belirli aralıklarla sıkılarak dişlerin yavaş yavaş ideal pozisyona gelmesi sağlanır.
Tedavinin başlangıcında hafif bir baskı hissedilebilir, bu da dişlerin hareket etmeye başladığının göstergesidir. Ortalama bir tedavi süresi 1,5 ila 2 yıl arasında değişse de bu süre, kişinin diş yapısına ve tedaviye olan uyumuna göre uzayıp kısalabilir.
Her 4–6 haftada bir yapılan kontrollerde tel ayarları güncellenir. Bu randevular, tedavinin doğru ilerlemesi açısından kritik öneme sahiptir. Süreç boyunca diş teli kullanan kişilere, ağız hijyenine özen göstermeleri, sert ve yapışkan gıdalardan kaçınmaları önerilir.
Diş Teli Çeşitleri: Metal, Seramik, Lingual ve Şeffaf Plaklar
Diş teli tedavisinde kullanılan yöntemler kişiye özel olarak planlanır. Bu nedenle birçok farklı diş teli türü mevcuttur. En yaygın olanı klasik metal diş telleridir. Sağlamlık ve etkinlik açısından tercih edilirler; ancak görünür oldukları için bazı hastalar estetik kaygı taşıyabilir.
Daha az fark edilen bir seçenek olan seramik diş teli, diş renginde olduğu için daha estetik bir görünüm sunar. Fonksiyon olarak metal tellerle benzerdir, ancak daha hassas olduklarından biraz daha dikkatli kullanım gerektirir.
Lingual diş telleri ise dişlerin iç kısmına yerleştirilir. Dışarıdan görünmezler ancak hem maliyetleri hem de adaptasyon süreçleri daha zorludur. Konuşma ve dil teması açısından alışmak biraz zaman alabilir.
Son olarak, şeffaf plaklar (örneğin Invisalign gibi) geleneksel tel yerine tercih edilen modern bir tedavi seçeneğidir. Hareketli olmaları sayesinde hem kullanım hem de temizlik açısından avantaj sağlarlar. Hafif-orta düzeyde çapraşıklık durumlarında tercih edilirler.
Metal Diş Teli: Avantajları ve Dezavantajları
Metal diş teli, en klasik ve dayanıklı ortodontik tedavi yöntemlerinden biridir. Çelikten yapılan bu teller, uzun yıllardır kullanıldığı için etkisi ve güvenilirliği klinik olarak kanıtlanmıştır. Tedavi süresinin genellikle daha kısa olması ve her türlü diş problemi için uygulanabilir olması en önemli avantajlarıdır.
Ancak dezavantajları da vardır. Görünürlük, özellikle ergenlik dönemindeki bireyler ya da yetişkin hastalar için estetik açıdan sorun yaratabilir. Ayrıca metal yapısı nedeniyle ilk haftalarda dudak ve yanak içlerinde hafif tahrişlere yol açabilir.
Tüm bu özellikleri değerlendirildiğinde, metal diş teli, etkinliği ön planda tutan ve estetik kaygısı daha az olan bireyler için en uygun seçeneklerden biridir.
Şeffaf Diş Teli Alternatifleri: Estetik ve Konfor Bir Arada
Estetik kaygısı olan hastalar için diş teli tedavisinde şeffaf alternatifler oldukça cazip hale gelmiştir. Seramik braketler ve şeffaf plaklar bu konuda öne çıkar.
Seramik diş telleri, klasik braket sistemine benzer yapıdadır ancak diş renginde olmaları nedeniyle neredeyse fark edilmezler. Bu nedenle yetişkin hastalar tarafından sıklıkla tercih edilir. Tedavi süresi metal tellere göre biraz daha uzun olabilir, ancak görünüm açısından büyük bir avantaj sağlar.
Şeffaf plaklar ise sabit braket sistemi kullanılmadan yapılan tedavilerdir. Plaklar kişiye özel olarak hazırlanır ve yaklaşık iki haftada bir değiştirilir. Estetik, konfor ve temizlik açısından öne çıkan bu yöntem, hafif ve orta düzeydeki vakalar için oldukça etkilidir.
Günümüzde hem fonksiyonel hem de estetik açıdan daha esnek çözümler arayan hastalar için şeffaf diş teli alternatifleri oldukça popülerdir.
Diş Teli Kullanırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Diş teli tedavisi yalnızca hekimin uygulamalarıyla değil, hastanın günlük alışkanlıklarıyla da doğrudan ilişkilidir. Tedavi sürecinin başarılı olması için bazı kurallara uyulması gerekir.
İlk olarak, ağız hijyenine maksimum özen gösterilmelidir. Diş fırçalama sıklığı artırılmalı, ara yüz fırçaları ve diş ipi kullanımı ihmal edilmemelidir. Çünkü braketlerin etrafında biriken plak, hem çürük hem de diş eti problemlerine yol açabilir.
Ayrıca sert, yapışkan ve kabuklu gıdalardan uzak durulmalıdır. Bu tür besinler braketlerin kopmasına veya tellerin eğilmesine neden olabilir. Sakız, lokum, fındık gibi yiyecekler bu süreçte önerilmez.
Diş teli kullanırken dikkatli olunması gereken bir diğer konu da düzenli kontrollere gitmektir. Ortodontistinizin belirlediği aralıklarla yapılan randevular, tedavinin zamanında ve doğru ilerlemesi açısından oldukça önemlidir.
Diş Teli Takıldıktan Sonra İlk Günler Nasıl Geçer?
Diş teli uygulamasının ardından ilk birkaç gün alışma süreci olarak kabul edilir. Bu dönemde hafif ağrı, baskı hissi ve çiğneme zorluğu yaşanabilir. Bu hisler genellikle 3–5 gün içinde azalır.
İlk günlerde yumuşak besinler tüketmek önerilir. Çorba, yoğurt, haşlanmış sebze gibi kolay çiğnenebilir gıdalar tercih edilmelidir. Ayrıca dudak, yanak ve dil içlerinde tellerin temasına bağlı küçük yaralar oluşabilir. Bu durumlarda ortodontistin önerdiği koruyucu mumlar kullanılabilir.
Ağrıya karşı doktorun önereceği basit ağrı kesiciler kullanılabilir. Bu geçici rahatsızlıklar sonrasında vücut diş teline uyum sağlayacak ve günlük hayat normale dönecektir.
Diş Teli ile Ağız ve Diş Bakımı Nasıl Yapılmalı?
Diş teli kullanan bireylerde ağız hijyeni her zamankinden daha fazla önem taşır. Braket ve tellerin diş yüzeyine uygulandığı bu süreçte, yemek artıkları ve plak oluşumu kolaylaşabilir. Bu da hem çürük riskini artırır hem de diş eti iltihaplarına zemin hazırlar.
Tedavi sürecinde günde en az iki kez diş fırçalamak gerekir. Ancak sadece klasik fırçalama yeterli olmaz. Ara yüz fırçası, ortodontik başlıklı diş fırçaları ve diş ipi gibi yardımcı ürünler de düzenli olarak kullanılmalıdır. Ağız gargaraları da iltihap oluşumunu engellemede fayda sağlar.
Braketlerin etrafı ve diş araları mutlaka dikkatle temizlenmeli, her akşam bu rutin tekrarlanmalıdır. Ayrıca düzenli kontrollerde profesyonel temizlik yapılması da önerilir. Bu temizlik alışkanlıkları, tedavinin daha hızlı ve sağlıklı ilerlemesini sağlar.
Diş Teli Kullanırken Beslenme Alışkanlıkları Nasıl Olmalı?
Diş teli tedavisi süresince beslenme alışkanlıklarında bazı değişiklikler yapılması gerekir. Sert, yapışkan ve kabuklu gıdalar tellerin ya da braketlerin zarar görmesine neden olabilir. Bu nedenle fındık, cips, sert şeker, sakız, karamel gibi yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
İlk haftalarda yumuşak gıdalar tercih edilmeli; çorba, yoğurt, muz, haşlanmış sebze gibi kolay çiğnenebilen besinler tüketilmelidir. Bunun dışında asitli içeceklerden uzak durmak da faydalı olur. Çünkü asitli sıvılar diş minesine zarar verebilir ve tellerin metal yapısını zayıflatabilir.
Diş teli ile doğru beslenme alışkanlıkları geliştirmek hem tellerin zarar görmesini engeller hem de ağız sağlığını korur. Bu alışkanlıkların tedavi sürecini hızlandırıcı etkisi de göz ardı edilmemelidir.
Diş Teli ile Konuşma Problemleri Yaşanır mı?
Diş teli takıldıktan sonra konuşmada kısa süreli değişiklikler olabilir. Özellikle dilin dişlerle olan temas noktasında gerçekleşen seslerde hafif pelteklik ya da harfleri yuvarlama gibi durumlar yaşanabilir. Ancak bu geçicidir ve birkaç hafta içinde konuşma normale döner.
Lingual diş telleri gibi dişin iç kısmına yerleştirilen sistemlerde adaptasyon süreci biraz daha uzun sürebilir. Bunun dışında şeffaf plak kullanan bireylerde genellikle konuşma problemleri daha az görülür.
Konuşma problemlerini en aza indirmek için yüksek sesle kitap okumak ya da kelime tekrarları yapmak faydalı olabilir. Zamanla kaslar yeni düzene alışır ve telaffuz normale döner.
Diş Teli Ağrısı Normal mi? Nasıl Hafifletilir?
Diş teli tedavisi sırasında zaman zaman ağrı ya da baskı hissi yaşanabilir. Bu özellikle tellerin ilk takıldığı dönemlerde ve ayarlama seanslarından sonraki günlerde görülür. Bu tür ağrılar genellikle hafif-orta şiddettedir ve birkaç gün içinde kendiliğinden geçer.
Ağrıyı hafifletmek için doktorun önerdiği basit ağrı kesiciler kullanılabilir. Ayrıca soğuk uygulamalar da (örneğin buzlu su ile gargara yapmak) ağrıyı hafifletici etki gösterir. Sert ve sıcak yiyeceklerden kaçınmak da bu dönemi daha konforlu hale getirir.
Diş teli ağrısı genellikle iyileşme sürecinin bir parçası olarak değerlendirilir. Çünkü bu his, dişlerin hareket ettiğinin ve tedavinin işlediğinin bir göstergesidir.
Diş Teli Kontrolleri Ne Sıklıkla Yapılır?
Diş teli tedavisi boyunca düzenli kontroller büyük önem taşır. Bu kontroller genellikle 4 ila 6 hafta aralıklarla yapılır. Her randevuda tellerin gerginliği ayarlanır, dişlerin hareketi kontrol edilir ve gerekli yönlendirmeler yapılır.
Bazı özel durumlarda kontrol sıklığı artabilir. Örneğin, braketin çıkması, telin batması gibi acil durumlarda ekstra müdahaleye ihtiyaç duyulabilir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden ortodontiste başvurmak gerekir.
Kontroller sadece tellerin teknik ayarlarını değil, aynı zamanda ağız hijyenini ve genel ilerlemeyi de kapsar. Randevuları aksatmamak, tedavinin süresini kısaltır ve başarı oranını artırır.
Diş Teli Tedavi Süresi Ne Kadar Sürer?
Diş teli tedavisinin süresi kişiye özel olarak değişiklik gösterir. Dişlerdeki bozukluğun tipi, yoğunluğu, çene yapısı, hastanın yaşı ve tedaviye uyumu gibi faktörler süreyi doğrudan etkiler. Genel olarak, bir ortodontik tedavi süreci 12 ile 24 ay arasında tamamlanır.
Bazı basit vakalar 6–8 ayda sonuçlanabilirken, ileri düzey çene bozuklukları ya da çapraşıklık durumlarında 3 yıla kadar uzayan tedaviler de olabilir. Özellikle ergenlik döneminde başlayan tedaviler, büyüme gelişimi devam ettiği için daha hızlı sonuç verebilir.
Tedavi süresini etkileyen bir diğer önemli unsur, randevulara düzenli gitmek ve doktorun önerilerine uymaktır. Ağız hijyenine dikkat edilmemesi, tellerin zarar görmesi ya da braketlerin kopması tedavi süresini uzatabilir.
Diş Teli Çıktıktan Sonra Dişler Eski Haline Döner mi?
Diş teli çıkarıldıktan sonra dişlerin hareket etmesi, yani eski pozisyonlarına dönme riski vardır. Bu duruma ortodontik relaps adı verilir. Tedavi boyunca uygulanan kuvvetler ortadan kalktığında, dişler eski konumlarını “hatırlayarak” geri kayabilir.
Bu nedenle tedavi sonrasında pekiştirme süreci oldukça önemlidir. Pekiştirme dönemi, dişlerin yeni pozisyonlarına tamamen alışması ve kemik yapısının buna uyum sağlaması için gereklidir.
Bu dönemde genellikle sabit ya da hareketli pekiştirme plakları kullanılır. Sabit pekiştirme telleri, dişlerin arkasına yerleştirilerek görünmeden uzun süreli koruma sağlar. Hareketli plaklar ise genellikle gece takılır. Doktorun verdiği kullanım süresi ve talimatlara uyulması, tedavi başarısının kalıcılığını garanti altına alır.
Diş Teli Sonrası Pekiştirme Plakları Neden Önemlidir?
Pekiştirme plakları, diş teli tedavisinden sonra dişlerin yeni yerlerinde sabitlenmesini sağlar. Bu plaklar olmadan dişler zamanla eski pozisyonlarına dönmeye eğilimlidir. Özellikle tedavi sonrası ilk altı ay bu açıdan kritik bir süreçtir.
Sabit retainer olarak adlandırılan ince teller, genellikle ön alt dişlerin arkasına yapıştırılır ve uzun yıllar kalabilir. Hareketli retainer’lar ise şeffaf plak şeklindedir ve kullanıcı tarafından belirli zaman aralıklarında takılıp çıkarılır.
Pekiştirme plağı kullanımı ihmal edilirse, tüm tedavi süreci boşa gidebilir. Bu nedenle ortodontistin verdiği kullanım süresi ve aralıklarına sadık kalınmalıdır. Dişlerin kalıcı olarak düzgün kalabilmesi için bu destekleyici aşama mutlaka dikkate alınmalıdır.
Diş Teli Fiyatları 2025: Hangi Faktörler Etkiler?
Diş teli fiyatları, uygulanan tedavi yöntemine, klinik donanımına, hekimin uzmanlık derecesine ve hastanın ihtiyaçlarına göre değişir.
En uygun fiyatlı seçenek genellikle klasik metal tellerdir. Estetik kaygıları olanlar için tercih edilen seramik veya lingual sistemler daha yüksek maliyetlidir. Şeffaf plak tedavileri ise kişiye özel üretildiğinden fiyatı en yüksek olan seçenektir.
Ek olarak, tedavi süresinin uzunluğu, çekim ya da cerrahi işlemler gibi ek uygulamalar da fiyatı etkileyebilir. Bazı özel kliniklerde ödeme planları ya da taksit seçenekleri sunulmaktadır. Tedaviye başlamadan önce detaylı maliyet analizi yapılması önemlidir.
SGK Diş Teli Tedavisini Karşılıyor mu?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), belirli şartlar altında diş teli tedavisini karşılayabilir. Ancak bu destek, genellikle 18 yaş altındaki bireyler için geçerlidir ve devlet hastanelerinde ya da SGK anlaşmalı üniversite hastanelerinde yapılan tedavilerle sınırlıdır.
SGK’dan yararlanabilmek için hastanın tedaviye tıbbi olarak gerçekten ihtiyaç duyduğunun belgelenmesi gerekir. Bu süreçte ortodonti uzmanı tarafından hazırlanan bir rapor ve belirli kriterler doğrultusunda alınan onay belgeleri talep edilir.
Özel kliniklerde uygulanan estetik amaçlı diş teli tedavileri ise SGK kapsamına girmez. Ancak bazı tamamlayıcı sağlık sigortaları ya da özel diş sigortaları, bu tür tedaviler için kısmi destek sunabilmektedir.
Diş Teli ile Estetik Gülüş Tasarımı Mümkün mü?
Diş teli tedavisi yalnızca sağlık açısından değil, estetik kaygıları olan bireyler için de önemli bir çözümdür. Çarpık, çapraşık veya aralıklı diş yapısı olan kişilerde, düzgün hizalanmış dişlerle daha simetrik ve estetik bir gülüş elde etmek mümkündür.
Ortodontik tedaviyle birlikte bazen estetik diş hekimliği uygulamaları da entegre edilir. Tedavi sonrasında diş beyazlatma, diş konturlama veya bonding gibi işlemlerle gülüş tasarımı tamamlanabilir. Bu tür çok yönlü yaklaşımlar, sadece sağlıklı değil aynı zamanda estetik olarak da tatmin edici sonuçlar ortaya çıkarır.
Estetik kaygılar taşıyan hastalar için şeffaf plaklar veya seramik braketli sistemler tercih edilerek hem tedavi süreci hem de sonuç daha görünmez ve doğal hale getirilebilir.
Diş Teli Kullananlar İçin Günlük Hayatta Pratik Öneriler
Diş teli takan bireyler için günlük yaşamda bazı pratik alışkanlıklar tedavinin konforunu ve başarısını artırabilir. Örneğin, çanta ya da cüzdanda ortodontik mum bulundurmak, acil durumlarda braket kaynaklı tahrişleri önlemeye yardımcı olur.
Yemeklerden sonra küçük bir diş fırçası ya da ağız çalkalama suyu taşımak, gün içinde oluşan plak ve yiyecek kalıntılarını temizlemek için faydalıdır. Ayrıca şeffaf plak kullananlar için plak kutusunu sürekli yanında taşımak önemlidir.
Toplu taşımada, okulda ya da iş yerinde ağız hijyenini hızlıca sağlamak için basit bir temizlik seti büyük kolaylık sağlar. Günlük rutine bu tür alışkanlıkları entegre etmek, hem ağız sağlığını korur hem de sosyal açıdan daha rahat bir tedavi süreci yaşanmasını sağlar.
Çocuklarda Diş Teli Tedavisi Ne Zaman Başlamalı?
Ortodontik sorunlar genellikle çocukluk döneminde başlar ve zamanla belirginleşir. Bu nedenle çocuklarda ilk ortodontik muayene, 7 yaş civarında yapılmalıdır. Bu yaş, süt dişlerinin büyük oranda değiştiği ve daimi dişlerin sürmeye başladığı dönemdir.
Erken teşhis edilen sorunlar, daha kolay ve hızlı çözülebilir. Bazı durumlarda sabit diş teli yerine hareketli apareylerle çene gelişimi yönlendirilebilir ve daha ileri yaşlarda diş teli gereksinimi azaltılabilir.
Çocuklarda tedaviye başlama yaşı kişisel gelişime bağlı olarak değişir. Ancak erken muayene sayesinde ihtiyaç duyulursa uygun zamanda müdahale edilebilir ve diş teli tedavisinden alınacak sonuç daha başarılı olur.
Bilgi sahibi olun –> Zirkonyum Kaplama
Erişkinlerde Diş Teli Takmak Mümkün mü?
Eskiden diş teli tedavisi sadece çocuklara özgü bir süreç gibi düşünülse de günümüzde yetişkinlerde de sıkça uygulanmaktadır. Gelişen ortodontik teknikler sayesinde artık erişkin bireylerde de etkili ve estetik çözümler elde edilebilmektedir.
Yetişkin hastalarda çene kemiği gelişimi tamamlandığı için tedavi süresi bazen daha uzun olabilir ve ek işlemler gerekebilir. Ancak sabit teller, lingual sistemler veya şeffaf plaklar sayesinde erişkinler için de görünmez ve konforlu tedavi seçenekleri mevcuttur.
Yaş, diş teli tedavisi için bir engel değildir. Önemli olan ağız ve diş sağlığının tedaviye uygun olup olmamasıdır. Birçok erişkin, hayatının ilerleyen dönemlerinde daha güzel bir gülüş ve sağlıklı diş yapısına sahip olabilmek için bu sürece gönüllü olarak girmektedir.
Tıkla öğren –> Şeffaf Plak
Diş Teli Tedavisinde En Sık Sorulan Sorular ve Cevapları
Diş teli tedavisi hakkında hastaların aklında birçok soru oluşur. İşte en yaygın sorulardan bazıları ve kısa cevapları:
- Diş teli acıtır mı?
İlk birkaç gün hafif ağrı olabilir ama zamanla alışılır.
- Diş teli süresince dişler fırçalanabilir mi?
Evet, daha dikkatli ve düzenli fırçalanması gerekir.
- Tel takılıyken spor yapılabilir mi?
Yapılabilir, ancak darbe riski olan sporlarda koruyucu kullanılmalıdır.
- Diş teli estetik görünür mü?
Şeffaf veya seramik sistemler sayesinde daha az fark edilir hale gelir.
- Diş teli sonrası dişler tekrar bozulur mu?
Pekiştirme plağı kullanılırsa bu risk büyük oranda azalır.
Bu tür soruların yanıtlarını önceden bilmek, sürece daha hazırlıklı başlamayı ve bilinçli bir şekilde devam etmeyi sağlar.
İlginizi çekebilir –> implant
Tedavi Özeti
İşlem Sayısı
2-3
İşe Dönme Süreci
Hemen
İşlem Süresi
10 Gün
Tam İyileşme Süreci
Hemen
Anestezi Yöntemi
Lokal Anestezi
Sonuçların Kalıcılığı
5 Yıl
Hassasiyet Süreci
Yok
Yeme - İçme Süreci
2 Saat Sonra
Not: *Bu sayfada yer alan bilgiler ve tavsiyeler sadece bilgilendirme amaçlıdır.Tanı ve tedavileri için mutlaka doktorunuza başvurun. Süreç ve tedaviler hakkında daha ayrıntılı bilgi, öncesi ve sonrası görselleri talep edebileceğiniz WhatsApp hattımıza ulaşın.
Bütün İşimiz Diş
