Diş Sağlığı Hakkında 20 Doğru Bilinen Yanlışlar

Diş Sağlığı Hakkında 20 Doğru Bilinen Yanlışlar

Ağız ve diş sağlığı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar nelerdir?

 

Ağız ve diş sağlığı bakımı için kişiler fırçalama ve diş ipi kullanımı haricinde birçok uygulama yapmaktadır. Bu uygulamalar genellikle kulaktan doğma ve hatalı bilgilerdir. Düzenli olarak günde yalnızca birkaç dakika ayırarak sağlıklı bir ağız ve dişlere sahip olabilmek mümkün iken, yanlış uygulamalar çok ciddi hasarlara yol açabilir. Ağız ve diş sağlığı ile ilgili yaygın olarak yapılan hataları ve doğrularını bu blog yazımızda sizin için detaylıca anlattık.

 

  1. Dişler Ne Kadar Sert Fırçalanırsa, O Kadar İyi Temizlenir

Dişler ne kadar sert fırçalanırsa, o kadar iyi temizlenir gerçek bir hurafedir.

Dişler çok sert ve aşındırıcı bir şekilde fırçalanırsa, dişlerin iç kısımlarını aşınmadan ve çürümeden koruyan diş minesinin aşındırabilir ve dişlere zarar verebilir. Dişleri sert fırçalamak, dişleri temizlemek yerine, ‘fırça çürüğü’ dediğimiz aşınmalara neden olur. Dişlerin mine tabakası aşındığı için, alttaki sarı tabaka ortaya çıkar ve dişler daha sarı gözükür. Ayrıca sert fırçalamak, dişlerde hassasiyete ve diş eti çekilmesine neden olur.

 

2. Diş İpi ve Ağız Temizleme Sularının Kullanımı Gereksizdir

Diş ipi ve ağız temizleme sularının kullanımı gereksizdir bilgisi çok yanış bir bilgidir. Önemli olan dişlerin ara yüz temizliğinin etkin ve doğru bir şekilde yapılabilmesidir. Diş ipi yerine ara yüz diş fırçası ya da ağız duşu kullanmak da aynı görevi yerine getirebilir. Diş fırçalamaya ek olarak günde en az 1 kere diş ipi kullanılması gerekmektedir. Ayrıca diş ipi, fırçanın ulaşamayacağı bölgelerdeki besin artıklarını temizleyeceği için ağız kokusunu engellemede faydalıdır. Ara yüz temizliğinin nasıl yapıldığını öğrenmek için diş hekimine danışmak daha doğru olacaktır.

  1. Şekersiz sakız çiğnemek, en az diş fırçalamak kadar işe yarar

Sakız çiğnemek faydalı mı yoksa zararlı mı? Bu konuda herkes farklı bir fikre sahiptir. Bazıları sakız çiğnemeyi hiç sevmez, bazı insanlar da çeneleri ağrıyana dek sakız çiğnerler ancak şekersiz sakız çiğnemek, en az diş fırçalamak kadar işe yarar bilgisi kulaktan doğma ve yanlış bir bilgidir. Sakız, asidik reflü gibi durumlarda; diş minesini aşındırıcı asit madde içerikli besinlerden, içeceklerden ve mide asidinden temizlenmeye destek olan tükürük üretimini yapar. Hatta ksilitol içerikli sakızlar, bu tükürük etkisini ikiye katlamaya destek olur. Ancak yine de sakız çiğnemek; söz konusu diş yüzeyindeki plakları temizlemek olduğunda, diş fırçası ya da diş ipi kullanımının yerine geçmesi imkânsızdır. Ağız bakımının sağlanması için sakız, ancak diş fırçalamaya destekleyici olabilir ve etkisi tabii ki diş fırçalamak gibi değildir.

 

  1. Dişlerinizi Fırçalarken Diş Etleriniz Kanıyorsa, En İyisi Dokunmamaktır

Dişlerinizi fırçalarken diş etleriniz kanıyorsa, en iyisi dokunmamaktır bilgisi kesinlikle yanlıştır, doğru olan diş eti kanamasının büyük problemlere haberci olduğudur. Diş eti kanaması genellikle; diş fırçasının dişlerin arasına düzgün olarak ulaşmadığında ve dişler arasında bakteri ve plak birikiminin çok oluştuğu zamanlarda görülebilir. Bakteri oluşumları ise zaman geçtikçe diş eti iltihaplanmalarına yol açabilir. Diş eti kanaması da bu sürecin bir aşamasıdır. Fakat diş ipi kullanımını düzenli olarak ve doğru bir şekilde kullanırsanız; diş eti iltihaplanmasının ve dolayısıyla diş eti kanamasının önüne geçebilirsiniz.

 

  1. Çürük Oluşumunun En Büyük Nedeni Şekerdir

Ağızda bulunan bakteriler şeker, karbonhidrat ve asitli besinlerin atıkları ile beslenir. Bu besin atıklarının oluşturduğu ortam dişte yıkım yaratır ve çürük meydana getirir bu yüzden çürük oluşumunun en büyük nedeni sadece şeker değildir. Çürüklerin oluşumu ilk olarak akla çikolata, şeker ve diğer şekerleme ürünlerinden kaynaklı olacağını getirebilir. Ancak, bisküvi ve cips gibi ürünlerin dişleriniz için şekerler kadar kötü olabileceğini hatırlatmak isteriz. Genellikle karbonhidratlar da dişlere zarar verebilecek düzeyde şekere sahip olurlar ve diş yüzeyine yapışırlar. Bu yüzden çürük oluşumunu engellemenin en başlıca yöntemi iyi ve doğru bir ağız ve diş bakımı yapmaktır.

 

  1. Diş Eti Hastalığı, Sadece Ağız Sağlığımızla İlgili Bir Problemdir

Diş eti hastalığını ilk fark eden kişinin kendisi ya da diş hekiminiz olabilir. Diş eti rahatsızlığı farklı hastalıkların habercisi olabilir. Diş eti hastalığı var ise kişi diyabet ve hipertansiyon gibi rahatsızlıklara sahip olabilir. Bunun yanı sıra kronik iltihaplanmalar ile ilgili bazı kanserlerin olması bile muhtemel olabilir. Diş eti rahatsızlıkları belirtileri arasında genellikle diş etinde oluşan şişlik, kızarıklık, hassasiyet ve kanama gibi belirtileri bulunmaktadır. Diş eti rahatsızlıklarında genellikle kişi dişlerini fırçalarken kanama olmaktadır. Kırmızı ve şişmiş diş etleri diş eti rahatsızlıklarının en belirgin işaretlerinden biridir. Sağlıklı diş etleri pembe renkte olmaktadır ancak diş eti rahatsızlığı yaşayan bir kişinin diş etleri anormal derece kızarık görünmektedir. Diğer belirtilerden biri ise ağız kokusu olmaktadır. Diş etlerinde oluşan bakteriler zamanla diş etlerini tahriş etmekte ve ağızda kötü bir kokuya sebep olmaktadır. Küçülen diş etleri de diş eti rahatsızlıklarının belirtilerinden sayılmaktadır. Dişlerin eskiye kıyasla daha uzun görünmesi diş eti çekilmesinin habercisi olabilmektedir.

 

  1. İmplant Herkese Uygulanamaz

İmplant uygulaması herkese uygulanamaz doğru bir bilgi değildir. İmplant tedavileri için üst yaş sınır bulunmamakla birlikte, 18 yaşını doldurmuş yani kemik gelişimini tamamlamış tüm hastalara implant tedavisi uygulanabilir. Kemik gelişimi tamamlanmamış kişilere implant tedavisi uygulanmak zorundaysa kemik transferi ya da kemik tozları kullanılarak implant tedavisi için gerekli ortam yaratılır. Ayrıca kontrol edilemeyen diyabet, tansiyon, kan pıhtılaşma sorunu olan ve ileri derecede kalp rahatsızlığı olan kişilere implant operasyonları öncesi hekimlerinden izin almadan operasyonları gerçekleştirilmemektedir.

 

  1. İmplantı Benim Vücudum Kabul Etmez

İmplant, diş eksikliklerinde çene kemiklerinin içerisine yerleştirilen titanyumdan yapılmış özel vidalardır. İki parçadan oluşurlar. Birincisi cerrahi işlemle yerleştirilen çene kemiğinin içerisine yerleştirilen titanyum kısımdır. Dental İmplantlar titanyum denilen bir materyalden oluşur ve bu materyal doku reddi yapmaz. Dental İmplantlarda % 95 – % 100 aralığında başarı oranı bulunmaktadır. Sabit implant protezine uygun olamayan çenelerde, az sayıda implanttan destek alınarak yapılacak implant üstü tam protezlerle de hastanın konforu arttırılarak başarılı sonuçlar elde etmek mümkündür.

 

  1. Benim Tedavim Esnasında, Dişim Uyuşmuyor

Lokal anestezik ilaçlarla bir bölgenin uyuşturulması işlemidir. Genellikle diş hekimlerinin uyguladığı yöntemdir. Dişte herhangi bir enfeksiyon yoksa doğru anestezi tekniği uygulandığında tüm dişler uyuşur. Bu durumda hekiminizin uzmanlığından eminseniz, tedaviniz esnasında dişinizin uyuşmaması gibi bir problem ile karşılaşmazsınız.

 

  1. Ortodontik Tedavi Sırasında Dişlerde Çürük Oluşur

Dişlerin çapraşık olması, gülümseme estetiğini bozduğu gibi dişlerin yeterince temizlenmesini zorlaştırdığı için çürük riskini artırmakta ve diş çevresi dokuların sağlığını olumsuz etkilemektedir. Uzun vadede iyi bir ağız diş sağlığı ve güzel bir gülümseme için ortodontik tedavi uygulamak gerekir. Çürük veya travma nedeniyle erken kaybedilen süt dişlerinin yerlerinin korunması, süt dişinin yerine gelecek sürekli dişin normal şekilde sürebilmesi için önemlidir. Takıp çıkarılabilen veya sabit olarak dişlere yapıştırılan apareyler ile sürekli dişlerin geleceği boşluklar korunur. Bu durumda diş çapraşıklığı çürük riskini arttırmaktadır. Ortodonti tedavisi ile çapraşıklıktan oluşan çürümeler engellenir.

 

  1. Dişleri Fırçalarken Diş Fırçasını Önce Musluk Altında Islatmak Gerekir

Diş fırçalamaya başlamadan önce diş fırçası ve macunu ıslatmak yanlış bir harekettir. Diş fırçası ıslatıldığı zaman sertliğini kaybeder ve ağız ve diş temizliği yarım kalmış olur. Macunun da ıslatılmasına gerek yoktur çünkü macunun köpürmesi için yeterli sıvı ağız içinde bulunmaktadır. Doğru olan diş fırçasına macun sıkıldıktan sona hemen fırçalama işlemine geçilmesidir.

 

  1. Diş İpi Kullanmak Diş Etlerine Zarar Verir

Dişler fırçalanırken, diş fırçası diş aralarına ulaşamaz bu yüzden de diş aralarının temizlenmesi için diş ipinin kullanımı çok önemlidir. Diş ipi kullanımı diş arasındaki artıkların temizlenmesini sağlar böylece diş çürükleri, ağız kokusu ve diş eti hastalıkları gibi sorunların yaşanmasını engeller.  İşte bu yüzden diş ipi kullanımı diş etlerine zarar vermez tam tersine diş ipi kullanımı diş etleri için yararlıdır. Sağlıklı bir ağız ve diş bakımı için diş fırçalamaya ek olarak günde en az 1 kere diş ipi kullanılması gerekmektedir.

 

  1. Hamilelik Döneminde Diş Tedavisi Yapılamaz

Hamilelik süresinde ağız ve diş sağlığında oluşan sorunlara müdahale edilmez ise anneye daha çok zarar vereceği düşünülen acil durumdaki dişlerin tedavileri yapılabilir. Tedaviler için en uygun dönem, hamileliğin 3 – 6 ay arası dönemidir. En doğrusu  hamileliğin hangi döneminde olursa olsun diş hekimi ve kadın doğum uzmanının birlikte tedavinin türüne ve  kişiye göre karar vermesidir. Hamilelik süresince yapılması gereken kişisel ağız ve diş bakımı, normal dönemde olduğundan daha farklı değildir. Dişler günde en az 2 kez fırçalanmalıdır. Fırçalamaya ek olarak diş ipi ve yardımcı gargaralar kullanılmalıdır.

 

  1. Ağız Kokusu Herkeste Olur Ve Geçmez

Ağız kokusu, patolojik ve fizyolojik sebeplerden dolayı oluşabileceği gibi bazı durumlarda her iki sebep beraber bulunabilir. Ağız kokusu sebepleri şöyle sıralanabilir;

  1. Diş Eti Hastalıkları: Ağız içi enfeksiyonları ve ilerlemiş diş eti hastalıkları ağız kokusuna sebep olabilir.
  2. Bazı Gıdalar: Soğan, sarımsak, yumurta gibi gıdaları ve tütün ve alkol ürünlerini tüketenler ya da bunları tüketmeyi alışkanlık haline getirenlerde ağız kokusu görülür.
  3. Ağız Hijyenine Dikkat Etmemek: Diş fırçalama alışkanlığı olmayan kişilerde diş çürükleri artar ve buna bağlı olarak ağız kokusu ortaya çıkar.
  4. Ağız Kuruluğu: Devamlı kullanılan bazı ilaçlar tükürük salgısında azalma meydana getirir ve buna bağlı olarak ağız kokusu meydana gelebilir.

Tüm bunlara ek olarak ağız kokusu; akciğer iltihabı, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, bademcik iltihapları, mide ve bağırsak hastalıkları, diş çürükleri, yarık damak, karaciğer ve metabolizma bozuklukları, ağız kanserleri gibi hastalıkların habercisi olabilir. Bu sebeple ağız kokusunun sebebi bulunmalı ve mutlaka tedavi olunmalıdır.

 

  1. Ağız Kokusu Diş Eti Hastalığının Bir İşaretidir 

Ağız kokusunun, diş eti hastalığınızın olduğunu göstermesi mümkün olsa da diğer sağlık problemlerinin de bir işareti olabilir. Ağız kokusu; akciğer iltihabı, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, bademcik iltihapları, mide ve bağırsak hastalıkları, diş çürükleri, yarık damak, karaciğer ve metabolizma bozuklukları, ağız kanserleri gibi hastalıkların habercisi olabilir. Bu durumun bilmenin en iyi yolu diş hekiminden bir randevu almaktır ve ağız tamamen sağlıklıysa, geçmeyen ağız kokusunun sebebi için başka bir doktora danışılabilir.

 

  1. Diş Taşı Temizliği, Dişlere Zarar Verir

Diş taşlarınız, ağız ve diş sağlığınıza birden çok zararı vardır. Dişlerinizin estetiği açısından leke ve ağızınızda kötü koku oluşmasına neden olabilmektedir. Diş taşları temizlenmediği sürece diş çürüklerinizde artış gözlemlenebilir ve diş etlerinizde iltihap meydana geldiğini görebilirsiniz. Ayrıca diş çekiminiz sonrasında ortaya çıkan boşluklarda diş taşı oluşabilir ve ağız sağlığınızı olumsuz yönde etkiler. Diş taşı temizliği tedavisi uygulanmadığı sürece dişinize zarar verme ihtimali olduğundan dolayı ağız ve diş sağlığı riske girebilir. Ek olarak diş taşı temizliği yapılsa dahi diş etlerinizde oluşan hasarlardan dolayı diş etlerinizin arasında bir süre boşluk hissedebilirsiniz. Diş taşı hem dişlerinizin estetiği hem de dişlerinizin sağlığı açısından birçok zararı vardır. Daha fazla zarar görmemek için diş taşı temizliğine dikkat etmelisiniz. Sonuç olarak, diş taşı temizliğinin dişlere herhangi bir zararı bulunmamakla birlikte, ağız içinin daha sağlıklı hale gelmesine yardımcı olmaktadır.

 

  1. Diş Ağrı Olduğunda Dişe Aspirin, Tütün, Kolonya, Rakı Ve Tuz Koymak Ağrıyı Keser

Diş ağrıları bazen hafif bazen de şiddetli olabilir. Aniden başlayıp, geceleri daha da şiddetlenebilir. Diş ağrısı ile beraber; şişlik, diş eti kanaması, soğuğa ve sıcağa duyarlılık, ağız açmada kısıtlık, ateş ve baş ağrısı şikâyetleri yaşanabilir.

Hastalar diş ağrısı durumunda diş hekimine ulaşana kadar geçen sürede biraz da olsa rahatlamak için doğal yöntemleri tercih edebilir. Ancak çevreden duyulan ya da internette yazan her bilgiyi doğru kabul etmek ve uygulamak da büyük bir hata olabilir. Özellikle ağrıyan dişe kolonya, alkol sürmek, aspirin eriterek bu dişe sürmek gibi yöntemler diş etlerine zarar verebilir ve yeni bir ağrının daha oluşmasına yol açabilir. Bu kötü yanlara ek olarak diş etine de büyük zarar verebilir. Doğruluğundan emin olmayan gelişigüzel yöntemleri uygulamak ağrının artmasına da yol açabilir.

Diş hekimine ulaşana kadar diş ağrısı için yapılabilecek yöntemlerin sayısı oldukça azdır. Bu yöntemleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Tuzlu su ile gargara
  • Karanfil
  • Sirkeli su ile gargara

 

  1. Bembeyaz Görünen Dişler Sağlıklıdır

Bembeyaz parıldayan dişler dışardan çok güzel ve göz alıcı görünseler de ağız ve diş sağlığı için doğru bir kıstas değildir. Aslında doğal diş rengi her kişide farklıdır ve gerçekten sağlıklı bir kişinin diş rengi, sağlıklı olmayan dişlere sahip olanlardan bir miktar koyu olabilir. Kişilerin ‘beyaz diş sağlıklı diş’ algısından ötürü doğru olmayan birçok uygulama yapmaktadır. Halk arasında en sık kullanılan doğal diş beyazlatma yöntemi karbonattır. Karbonat ile dişlerin fırçalanması ve limon üzerine karbonat eklenip belirli süre bekletme şeklinde uygulama yapılır. Diş üzerinde uzun süre kalıcı bir etki göstermezler. Lekeleri uzaklaştırdıklarından diş beyazlamış olarak algılanır. Karbonat ve limon kullanımından sonra, karbonatın kuvvetli etkisinden dolayı diş etlerinde şişme, kızarıklık, kaşınma ortaya çıkabilir. Diş hekimleri tarafından önerilmeyen bir yöntemdir. Bir diğer bir yöntem olan muz kabuğunun da beyazlatma üzerinde hiçbir etkisi yoktur.

 

19. Ağız ve Diş Sağlığı için Diş Beyazlatma Zararlıdır

Fizyolojik etkenler dışında fazla sigara, kahve, çay, antibiyotik kullanımı gibi iç ve dış nedenlerden dolayı beyaz dişlerimize zarar gelebiliyor ve dişleriniz beyazlığını kaybedebiliyor. Diş hekimlerinin kontrolünde, kimyasal olarak uygulanan metotlarla diş renginin eski tonuna hatta birkaç ton daha beyazına kavuşturulması işlemine diş beyazlatma (bleaching) denir. Diş beyazlatma işlemlerinden önce diş temizleme işlemini yaptırmanız daha sağlıklı olacaktır.

Diş hekimi kontrolünde yapılan diş beyazlatma uygulamalarının dişlerinizin sağlığına herhangi bir zararı yoktur.

 

20. Diş Ağrısı Olmadığı Sürece Diş Hekimine Gitmek Gereksizdir

Diş ağrısı olmasa bile, bir diş hekimini ziyaret etmek ağız ve diş hastalıklarının önlenmesi için bir zorunluluktur. Dışarıdan görünen bir sorun ya da diş ağrısı gibi bir problem ile karşılaşılmasa bile diş hekimine yılda iki kere gidilmeli gözle görülmeyen sorunların önceden önüne geçmek ve sağlık bir ağız ve diş sağlığına kavuşmak için çok önemlidir. Diş ağrısı birçok sebepten kaynaklı ortaya çıkabilir. Diş eti hastalıkları, yirmilik dişler, diş telleri vs. durumlarında diş ağrısı gün yüzüne çıkabilir. Özellikle diş eti hastalıkların dolayı diş ağrısı problemi yaşanılıyorsa ve bu durum göz ardı ediyorsa diş kaybı gibi büyük sorunlar ile karşılaşılabilir. Ağız ve diş sağlığının sürekli olarak iyi durumda olması için muhakkak yılda en az iki kere bir sorun hissedilmese bile diş hekimi kontrolüne mutlaka gidilmelidir.